Bilinen
en eski sanat
Mozaik
Mozaik; farklı renklerdeki küçük parçacıkların yan yana getirilmesiyle yapılan süsleme sanatıdır. Mozaiği meydana getiren tek tek taşlara tessera denir. Taş, cam, tuğla, metal veya deniz kabuğu gibi çok çeşitli malzemeden mozaik yapılabilir.
Zemin ve duvarları süsleyen mozaikler, mekana estetik katmakla birlikte, işlenen konular sayesinde döneminin sosyal yaşamı hakkında da bilgi verir. Mitolojik sahneler, tarihsel olaylar, önemli karakterler ve özellikle de günlük yaşamdan konular işlenir. Böylece antik çağlardaki giysi tipleri, aksesuarları, meslekleri, aletleri, yemek çeşitleri, mimari yapıları, insanları arasındaki ilişkileri gibi birçok konuda fikir sahibi olmamızı sağlar.

Mozaiğin tarihi 4 bin yıl öncesine dayanıyor
Mozaik sanatı eşsiz bir şekilde zamandan bağımsızdır; bin yıllar boyunca korunabilmiştir. İlk kez Güney Mezopotamya’da ortaya çıktı. Ülkemizin de içinde bulunduğu bu coğrafyada yaygın şekilde mimaride süsleme sanatı olarak
kullanıldı. Yunan, Roma ve Bizans mozaiklerinin günümüze taşınan çok sayıda örneği var.
Ülkemizdeki başlıca mozaik müzeleri;
Zeugma Mozaik Müzesi,
Hatay Arkeoloji Müzesi,
Büyük Saray Mozaikleri Müzesi,
Haleplibahçe Mozaik Müzesi,
Narlıkuyu Mozaik Müzesi.

mozaiğin tarihsel gelişimi
Antik Yunan, Roma ve Bizans Dönemi
- Antik Yunan dönemi mozaikleri MÖ 5. Yüzyılda aşınmış çakıl taşlarının kullanımıyla başlamıştı. Zamanla çakılları bir resim oluşturacak şekilde dizmişler ve resimleri daha gerçekçi yapmak için gölgelendirme ve tasarımlar yapmaya başlamışlardı.
- Roma kültüründe ise antik Yunan kültüründekinin aksine villaları süsleyen mozaikler ev sahibinin zenginliğini yansıtırdı. Sıcak yaz aylarında, serinlemek için oda tabanını ıslattıklarından; sert ve çamurlaşmayacak bir yüzey olarak taş mozaik bir çözüm olarak kullanılırdı. Mozaiklerde o dönemdeki günlük yaşam veya mitolojik olaylar resmedilirdi.
- Mozaik altın devrini 4.-14. yüzyıllarda Bizans‘ta yaşadı. Bu dönemde Bizans’ta başlıca resim sanatı mozaik oldu. Camın üstüne metal varak kaplanarak altın ve gümüş tessera yapımı başladı. Altın, Bizans mozaiklerinin en tipik özelliklerinden biri oldu. Ayrıca renkli cam olan smalti’yi de kullandılar. Bizanslılar mozaiklerde dini sahneler, imparator ve imparatoriçelerin portreleri gibi karmaşık desenler oluşturdular.
- 15. Yüzyılda Bizansın düşüşüyle mozaik uygulamaları da azaldı. Batı Avrupa’da da Orta Çağ boyunca mozaik genel olarak bir düşüş gösterdi. Freskler yoğun iş gücü gerektiren tessera dizme tekniğinin yani mozaiğin yerini aldı. Mozaik, 19. yüzyılda karoları toplu üretmek için yeni teknikler geliştirilene kadar tekrar diriliş göstermedi.
Çağdaş mozaik
Yeni Sanat Akımı hareketi ile mozaik sanatı tekrar can buldu. 20. Yüzyılın başlarında Barcelona’da İspanyol mimar Antoni Gaudi, mozaik ile kaplı, alışılmamış yeni mimari formlar yarattı (Park Güell). Binaları ve diğer yüzeyleri kaplamak için karolar ve farklı malzemeleri kullanarak sanat ve mimariye devrimsel bir yaklaşım getirdi.
İSLAM KÜLTÜRÜNDE
İslam kültürü ise mozaik desenlerine geometrik zenginlik getirmiştir. İslami mozaik eserlerde, genelde, desen için özellikle üretilmiş, daha sonra, kenarları elde zimparalanarak boşluksuz yan yana oturacak şekle getirilmiş çini plakalar kullanılmıştır.
günümüzde
Günümüzde mozaikler mobilya dekorasyonundan yer kaplamalarına, bina kaplamalarından tablo ve dekoratif eşyalara kadar birçok farklı yerde kullanılılıyor. Konular ise artık soyut kavramlardan hiperrealist portrelere kadar çeşitlilik gösteriyor.